First Nations Kızılderili Dans Topluluğu Gösterisi
First Nation Dans Company Topluluğu , İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Mistik Müzik Festivali Kapsamında 27 Kasım 2004 Cumartesi günü Cemal Reşit Rey ‘ de izleyenlerle buluştu.
1992 yılında kurulan topluluk üyelerinin tamamı Amerikan Yerlilerinden ( Safkan olmasalarda) oluşmaktadır. Richard Donaghey tarafından yönetilen topluluk özellikle Avrupa' da bu konuda çalışan önemli bir özelliğe sahip. Istanbul,Amsterdam,Bürüksel,Frankfurt,Rotterdam gibi Avrupa' nın 60’ a yakın şehrinde gösteriye çıkmışlar. Video yapımları ve gösterileri, Almanya,Belçika,Hollanda, TÜRKİYE ,Yunanistan,Yeni Zellanda ve ABD'de izlendi. Toplulukta birçok kabile ve ulus temsil edilmektedir .( Tanıtım broşüründeki bilgiler doğrultusunda) Navajo,Caddo,Daleware,Lakota,Kiowa,Sac-Fox, Zuni,Apache,Pawnee,Shoshone vd. kabile üyelerinden dansçılar yer almaktadır.
Yukarıdaki bilgiler resmi sayfa ve açıklamadan özetlenmiştir. (Grup hakkında bir sayfa : http://www.cia-g.com/~fndc/ )
First Nation Dans Company CRR sahnesinde veda seromonisinde
Yalnızkartal’ın gösteri değerlendirmesi : “ Doğrusunu söylemek gerekirse ülkemizde bu konuda hangi etkinlik olursa olsun , konuya alakalı bir kişi olarak buna katılmamak mümkün değil. Öncelikli fikrim; grubun bu işi tamamen ticari amaçlı yapıyor olması hissidir , bunu anlayışla karşılıyorum . Asimilasyon ve dayatılan onca şeyin ardından günümüz Amerikan Yerlileri için geriye ancak tektük seçenekler bırakıldı ve dayatıldı onlardan biride sanırım bu yöntem. ( Zuni Kabilesinden fülüt müzisyeni ve davulcu F.Cellicion'un gösteri arasında kendi CD'lerini satması , hatta bir imzalı cd'ye sahip olmamada bunun bir göstergesi ,aynı zamanda sıcaklığının kanıtı olarak da algılanabilir.) Her ne anlamada olurlarsa olsunlar onlar birer kültür elçisiydiler benim gözümde , ayrıca organizasyon
komitesinide bu alternatifi bize birkez daha sunduğu için teşekkür ederim.
Gösteri yaklaşık iki saat kadar sürdü , salonda gruba ilgi yoğundu . Çocuklarıyla gelmiş aileler gerçekten çok hoştu bence , ama gençlerin ağırlığını pek hissedemedim . Birde alakalı alakasız her etkinliğe katılan bir grup var ki onlar yine orada hissediliyorlardı.
Grup kimi danslarda (Örneğin Yılan Dansı ve Çember Dansı ) seyricileride sahneye katarak gösteriyi son derece sıcak ve etkin hale getirdi. Verdikleri arada dançıların seyricilerle fotoğraf çektimek için araya karışmaları ve sohbetler de olaya nekadar profosyonel ve sıcak baktıklarının kanıtıydı ( Yüzlerinden bunu mecburen yapmak zorunda oluyormuş hissi okunsa da ... Terli ve yorgundular çünkü , hatta belkide tedirgin !)
Yinede bu davranış Amerikan Yerli Kültürünün bir sıcaklığının sonucu olsa gerek. Sahneye seyircileri kattıklarında özellikle çocukların ve kimi yaşlıların Kızılderili dansçılarla ahengi beni gerçekten duygulandıran hoş anlardan biriydi . Dans müzik ve kültür içiçe geçmişti .Aklımda kalan etkileyici danslardan bazıları , Savaş Dansı, Kabileler arası savaı dansı, Kartal Dansı, Beyaz Bufallo Dansı, Çember Dansı ( Bu defaki dansçı , en çok alkışı alsa da bir önceki kadar iyi değildi - aynı grubu 3.kez seyredince yorumumu mazur görün lütfen- ) Bayrağa saygı dansı ki Türk bayrağı ile çıktılar - Bunu hep yapıyorlar , jest yada başka birşey, herneyse- . Fernando Cellicion'un Fülüt nameleri ve güzel şarkısı da aklımda kalan başka bir tattı.
Aşağıda Mahsume Fidan’ında gösteri yorumunda da değindiği gibi gösteride benim Kızılderililer’de hayal ettiğim beklediğim enerji yok gibiydi . Ama herşeye rağmen bu gösteriyi izleme şansına sahip olmuş olmak benim ve eşim için ( ki öncekini birlikte izleyememiştik .)tarifsiz bir mutluktu tabii ki..
Richar Donaghey' e ( Grubun kurucusu ve lideri ) hoş geldin deyip kendimi tanıttığımda , çekildiğimiz fotofraf anında , beni web sayfamdan tanıdığını söylemesi benim için gecenin en önemli sürprizi ve hoş anekdotu oldu ayrıca.
Bol bol fotoğraf çektiridik , imkanlarımız ölçüsünde kısa süreli de olsa sizlerle paylaşabilmek adına kimi kayıtlar yaptık bu sayfalardan bu görüntülere ulaşabilirsiniz. ( birkaç gün içinde olacak sanırım )”
Gösteri Programında ki listede yer alan danslar ve dansçılar listesi şöyle;
Danslar;
Dua şarkısı , Bayrağa Saygı Dansı, Kabileler arası savaş dansı,Çim dansı,Çıngıraklı elbise dansı, Kartal Dansı,Gleneksel Kuzeyli Savaş Dansı, Karga Yürüyüşü dansı , Çember dansı, Yılan dansı,Mızrak ve Kalkan dansı, Geleneksel geyik derisi dansı,Tavuk dansı, Süslü şal dansı,Beyaz Buffalo dansı, Güneyli Dansı, Pusu dansı .
Dansçı ve Müzisyenler;
Jakey Skye, Fernando Cellicion,Keny Donaghey,Debbie Tsosie,Sylvin Nochei ,Mangaysha Kallestewa,Chance Sherman, Bill Hayes,Kevin Connywerdy,Joyce Hayes ve Richard Donaghey
Mahsume Fidan "Ichi Koni Tama “ ‘nın gösteri değerlendirmesi :
“ Yalnız Kartal, kızıl tenli amerikalılar geldi İstanbul'a, gittik gördük danslarını, hoşgeldiniz dedik, müzikleriyle duygulandık. Gösteriyi başka arkadaşlarım da haber vermişti, ama senden aldığım e-mail üzerine harekete geçip CRR’ye gitmeyi ayarladım. Ben Kızılderilileri pow-wowlarda ve bu tür gösterilerde bu kadar fazla süslü, kocaman kocaman tüylü, fazla renkli kıyafetler içinde görmekten çok hoşlanmıyorum. Otantik gelmiyor bana. Fazlasıyla eğlendirmeye, show yapmaya yönelik buluyorum, ve bu rahatsız ediyor beni. Özellikle danslardan önce yapılan sunumlar sanki ordaki danslar sadece seyirciyi eğlendirmekten ibaretmiş izlenimini yarattı. Kullanılan dil, Kızylderililerin bilgeliğini, ağırbaşlılığını, hayata bakışlarını yansıtan ve seyirciye aktaran bir dil değildi. Çok amerikanvari idi.. Benim bildiğim ve anladığım ve hissettiğim kadarıyla dans Kızılderilileri hayatlarının önemli bir parçası, bir tür dua, bir tür ayin, Büyük Ruh'a yaklaşmanın bir yoludur. Evet eğlence için, arkadaşlık- dostluk kurmak için de yapılanlar var, bunu dışlamıyorum ama bence Cumartesi akşamı sahnelenen danslar fazlasıyla eğlenceye yönelikti ve o ruhanilik özelliği hiç yansıtılamadı. Daha farklı bir sunuşla, konuşmayla bu mümkün olabilirdi. Ayryca danslar öncesinde yapılan o konuşmalar çevrilmeliydi de... Ama müziklere, özellikle fülütün büyüsüne diyecek bir şeyim yok. Ancak bu kadar etkili olabilirdi fülütten çıkan melodiler. “
|